Soya ve Soya Ürünleri

19483 kez okundu

13 yıl önce eklendi

Ana Sayfa » Makale-Yöntem » Mikrobiyolojik Analiz» Soya ve Soya Ürünleri

Bitkiler haricindeki tüm canlılar, hem gelişmeyi sürdürmek, hem de sağlıklı dokuların bakımını ve sürekliliğini sağlamak için proteine ihtiyaç duyarlar. Bitkiler ise, ihtiyaç duydukları proteini doğal elementleri kullanarak kendileri üretebilirler. İnsanlar hazır protein kaynakları bularak bunları kendi metabolizmaları içinde dönüştürür ve protein ihtiyaçlarını bu şekilde karşılarlar. Bu hazır protein kaynakları et, tavuk, balık, yumurta, süt gibi hayvansal kaynaklarla, pirinç, mercimek gibi bitkilerdir.
Bir insanın vücut ağırlığı göz önüne alındığında, her kilo için günde en az 0.5 gram protein tüketmesi gerekmektedir. Protein tüketimi, kişilerin ihtiyacı yaş, enerji kullanımı, iklim özellikleri gibi birçok nedene bağlı olarak değişebilir.
 
Son yıllarda tüm dünyada ilgi gören sağlıklı beslenme konusu üzerine pek çok bilim insanı araştırmalar yapmaktadır. Bu araştırmaların sonuçları, bilim insanlarını, hayvansal yağ ve proteinlerin yerini tutabilecek farklı kaynaklar aramaya yönlendirmiştir. Bunun sebebi de, hayvansal ürünlerin yüksek düzeyde içerdikleri yağ ve kolesterolün insan sağlığı üzerine kısa veya uzun vadeli zararlı etkileridir. Yapılmış ve devam eden tüm araştırmaların sonucunda, baklagiller olarak tabir edilen sebze grubunun, et proteinine en yakın seviye ve kalitede protein içerdiği, bunun yanında, kolesterol seviyelerinin de etten çok daha düşük olduğu belirlenmiştir. Özellikle yeşil mercimek ve soya fasulyesi, doğal tüketilebildiği müddetçe, mucize bitkiler olarak nitelendirilmişlerdir.
 
Soya, kolesterol ve doymuş yağlar içermeyen yapısı, yüksek kaliteli protein içeriği ile çok yönlü olarak yararlanılabilen bitkisel bir gıda maddesidir. Soya fasulyesinin işlenmesiyle elde edilen soya yağı, soya lesitini, soya sosu, soya unu, soya eti ve kıyması, soya sütü gibi ürünler gıda sektöründeki pek çok ürünlerin üretiminde kullanılmaktadır.
 
Soya ürünleri beslenme ve sağlık açısından son derece önemlidir ve alternatifsiz bir üründür. Günde 25 gr soya ürünü veya yarım bardak (250 gr) soya sütü tüketilmesinin kolesterolü düşüreceği ve koroner kalp rahatsızlıkları riskini azaltacağı bildirilmektedir.
 
Araştırmalar, bünyesinde en zengin ve istenilen yapıda izoflavon bulunduran tek kaynak olan soyanın kemik erimesi gibi rahatsızlıklarda, yaşla beraber oluşan riskleri azaltıcı yönde rol oynadığını ve menopoz sonrası ateş basması gibi belirtilerin giderilmesinde, göğüs gibi hormonlarla ilişkili kanser risklerini azaltması yönünde etkili olduğunu ortaya koymuştur. Soya içerisinde yüksek düzeyde bulunan genistein isimli izoflavon, pek çok tipteki kanserli hücrenin (örneğin deri, prostat, akciğer ve kolon kanseri gibi) oluşmasını engelleyebilmektedir.
 
Soya yağı dünyada en çok üretilen ve tüketilen bitkisel yağ konumundadır. Soya yağında doymamış yağ oranı yüksektir, hayvansal yağlarda düzeyi oldukça yüksek olan kolesterol sıfırdır. Soya yağı, demir, B ve E vitaminleriyle kalsiyum,fosfor, magnezyum ve çinko bakımından zengindir. Laktoz adı verilen süt şekerini ihtiva etmez. 100 % bitkisel bir ürün olduğu için laktoz intoleransı olan kişilerde rahatlıkla kullanılabilir.
 
Soya yağı linoleik ve linolenik isimli, mutlaka alınması gereken iki adet çok önemli yağ asidini içerirken, doymamış yağ oranı ve içerdiği Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri yüksek değerlerdedir. Soya yağının yüksek miktarda E vitamini içermesi nedeniyle prostat riskini azalttığı belirlenmiştir.
 
Soya fasulyesi aminoasit kompozisyonu açısından diğer protein kaynağı olan gıdalarla (et, süt, yumurta) karşılaştırılabilecek kadar zengindir. Ancak, aminoasitler arasında sadece lisin açısından çok zengin olmakla beraber, yeteri kadar metionin ve sistein içermemektedir. Bu nedenle, protein kaynağı olarak sadece soya seçilmiş diyetlerden kaçınmak gerekir.
 
Üretimi:
Soya yağının dünya üzerinde en yaygın olarak kullanıldığı ülke Amerika Birleşik Devletleri’dir (%80 civarı). Dünyada ise yağlı tohumlar üretiminin yaklaşık yarısını soya oluşturur.
 
ABD dünyadaki toplam soya fasulyesinin % 49’unu üretirken aynı zamanda dünya soya ticaretinin % 69’unu gerçekleştirmektedir. ABD'de "bitkisel yağ" ismi ile satılan yağ genellikle soya yağıdır.
 
Kullanımı:
 
  • Soya yağı gıda endüstrisinde mayonez, kahve kremaları, margarin, sandviç yağı ve salata sosu gibi pek çok üründe kullanılmaktadır.
  • Ayrıca diğer bitkisel yağlarla yapılan bütün yemek tariflerinde de soya yağı kullanılmaktadır.
  • Soya yağı hafif tatlı ve kokusuz bir yağdır ve bu yağ ile yapılan yemeklerde malzemelerin tatları daha belirgindir.
  • Duman verme ısısı yüksek (230oC) olduğu için, kızartmaları kokusuz ve dumansız yapma olanağı sağlar.
Soya sütü, genetiğiyle oynanmamış soya fasulyesinin zengin içerikli kremsi sütüdür. Fındıksı tadı ve zengin besin değeri sayesinde soya sütü pek çok farklı şekilde kullanılabilir. Soya sütü inek sütü ile eşit değerde kalsiyum, vitamin A ve vitamin D, demir, B vitaminleri ve yüksek kalitede protein içermektedir. Soya sütü az yağlıdır ve kolesterol içermez. Son derece besleyici bir gıdadır.
 
Özellikle birçok vejetaryen için proteinin ana kaynağı olan soya sütü her gün içilebilir. Soya sütünde süt şekeri laktozu bulunmadığından laktoz intoleransı olan çocukların beslenme programında güvenle kullanılabilir. İnek sütü alamayan çocukların besin ihtiyacını karşılamak üzere soya sütü çok önemli bir seçenek olarak sunulabilir. Soya sütünün menopoz sonrası kemik erimesi olan kadınlar üzerindeki olumlu etkileri vardır. Soya sütünün içeriğindeki proteinler kalp hastalığı ve kanser gibi birçok kronik hastalıkla savaşmada önemli rol oynamaktadır. İçerdiği az miktarda yağ sayesinde, kalp hastalıklarından koruyucu bir besindir. Düzenli olarak soya sütü tüketilmesi, prostat ve mide kanserine karşı korunmayı da sağlar. Ayrıca böbrek hastalarının beslenmesinde de soya sütünün önemli bir yeri vardır.
 
Besin Harici Kullanım:
 
Soya yağı gıda endüstrisi dışında, biyodizel, mürekkep, plastikleştirici, kreyon, boya ve mum yapımında da kullanılır.
 
Dikkat edilmesi gereken durumlar:
 
* Göğüs kanseri riski taşıyan kişilerin, ekstra soya tüketmekten kaçınması gereklidir. Normal koşullarda göğür kanserini önlemekte faydası olduğu bilinen soya,içerdiği 'isoflavone' maddesinden dolayı, göğüs kanseri açısından yüksek risk taşıyan kadınlar için riski arttırıcı faktör olabiliyor. 
* Menopozdaki kadınların soyadan ve soya içeren tüm doğal hormon takviyelerinden uzak durmaları tavsiye edilmekte.
* Böbrek taşı olanların soya tüketimini sınırlamaları gerekiyor. Çünkü soya; oksalik asit açısından zengindir. Bu asitler de, kalsiyum bazlı yeni taşlar üretebilir.
* Soyanın 'taneli' hali, risk taşıyan insanların tüketebilecekleri soya formudur.
Araştırmalara göre, soyanın gücü orijinal fasulye tanesindeki vitaminlerin dengeli karışımından, minerallerden, protein, yağ ve liften geliyor; soya içerikli takviyeler ise bunları içermiyor.
 
Sarı altın, hatta asrın bitkisi olarak da adlandırılan soyanın pek çok kullanım alanı vardır. Bunların başlıcaları, süt, yoğurt, peynir, dondurma, dondurma külahı, pasta, hayvan yemi, yeşil gübre, ilaç, boya, kâğıt, kemiksiz et, kahve, salça, sabun, plastik maddeler, lastik, alkol, yağ, margarin, soya unu, ekmek, makarna, tarhana, leblebi, çocuk maması vb.dir.
 
Saklama Koşulları: Raf ömrü 1 yıl olan soya yağının, oda sıcaklığında birkaç ay içerisinde tüketilmesi daha doğrudur. Uzun süre saklanacaksa buzdolabında, yoksa karanlık ve kuru bir yerde ısıdan uzak muhafaza edilmesi gerekir.
 
Mikrobiyolojik analizlerinizde Diatek tarafından satın alabileceğiniz Hazır besiyerlerini kullanabilirsiniz.